Beynimizi Susturmak O Kadar Kolay Mı?

Yeliz Akkök
3 min readDec 25, 2021

--

Selamlar, önce şöyle başlayayım. Bu yazım diğer yayınladığım yazılarımdan farklı. Aslında aklımda 2022 hedeflerimi ve 2022’de hangi konularda zinciri kırmak istemediğimi yazmak vardı. Ancak fark ettim ki önce yılın yorgunluğunu ve gerginliğini atmalıyım. Benim için bunu yapmanın en iyi yolu yazmak, anlatmak.

Temmuz,2021,Ordu.

Son zamanlarda tüm yılın yorgunluğunu üç beş güne sığdırmış gibi hissediyorum kendimi. Her konuya tahammülüm oldukça azaldı ve bu tahammülsüzlüğü yorgunluğuma bağlıyorum, bağlamak istiyorum. Örneğin evden beş dakika geç çıkmak, durağa yavaş yürümek, metroyu kaçırmak, metrobüsü kaçırmak, okul servisini kaçırmak, okulda asansörün geç gelmesi ve benim bir şeyleri kaçıracağım diye her yere, her şeye, herkese alelacale yetişmeye çalışmam her şeyi kaçırmama sebep oluyor. İşin garibi durumun bu kadar farkında olup kendimi durdurmamam. Kafamın arkasında sürekli yapmam gereken işlerle birlikte geziyorum, yürüyorum, ilerlemeye çalışıyorum. Şu anda da belki dururum ya da içinde bulunduğum bu durum nihayete erer de devam ederim kaldığım yerden diye yazıyorum. Bunu yapmasam yine mideme kramplar girecek ve ben yine yaptığım stresle baş başa kalacağım. Sizde de oluyor mu? Bilmiyorum. Ama her ne yaşarsak yaşayalım, yalnız olmadığımızı bilmek hayattaki en güzel hislerden biri bence.

Yapman gerektiğini düşündüğün işleri yapıyor musun? Derseniz -Hayır,yapmıyorum. - Onları, bazen küçücük işleri -Örneğin, bilgisayar şifremi değiştirmek- büyüttükçe büyütüyorum ve yapmamaya devam ediyorum. Günün sonunda hiçbir işini yapmamış ama bolca düşünüp vicdanını rahatlatmış biri olarak uyuyorum. Bu kadar işimi yapmamamın sebebi, sürekli ertelememin nedeni içimde taşıdığım gizli mükemmelliyetçilik. Her şeyin çok iyi olması gerektiğini düşündüğüm için, bekletiyorum en doğru zamanlarda yapabilmek adına. Oysa ki en doğru zamanı yok o işlerin sadece zamanı var, biliyorum ama yapamıyorum. Durum böyleyken bana ne iyi gelir, yılın son zamanlarda nasıl biraz daha dinlenmiş hissederim diye sordum kendime. Bana iyi gelenleri sizinle de paylaşmak istedim. Ve şunu söylemeden geçemeyeceğim ‘’Yazmak, anlatmak ve sürekli üretmek kadar bana iyi gelen başka bir şeyin olmadığını fark ettim. Hep devam ederim umarım!’’

İlk önerim Beyhan Budak’ın YouTube kanalı olacak. Videolarından, kitaplarından ve yazılarından çokça faydalanıyorum. ‘’Yorulmak, başarısızlık değildir.’’ Diyor ve yorulmanın da yolun bir parçası olduğunu hatırlatıyor.

Hamuş Melike ‘’Tahammülsüzlük Yaşlılıktan Mı?’’ Diyor ve tüm yaşananların herkese normal gelmesini kabul etmiyor (benim gibi).

Son önerim de A. Cansu Kamar’ın Unutursan Hatırla kitabı.

Yazımı kitaptan satırlarla bitirmeden önce yeni yılınızı kutlamak isterim. Umudumuzla oynanmadığı, umudumuzu hiç kaybetmediğimiz, kendimizi yeniliklere daha çok açtığımız, kendimize dönüp bakma cesaretini gösterdiğimiz güzel bir yıl olsun, umarım.

‘’Ben bir ucundan başlayayım da gerisi gelir!’’

Hep peşinden koştuğumuz o ‘’mükemmel’’

Ya anlık bir şeyse?

Sadece şimdi, şu anda varsa?

Geçmişte

Gelecekte değil,

Yalnızca o an için mükemmel olan.

Oyuncu tam yerinde söylüyor repliği,

Seyirci kopuyor!

İki dakika sonra söylediğinde,

Mevzu geçti, anlamsız.

Şu anda burada, akışta ne var ?

Bir sonraki ana saklayamadığın.

‘’Daha şöyle’’, ‘’daha böyle’’ derken

Elinden kayıp giden?

Mükemmel diye bir şey varsa eğer,

Yalnızca o an var.

Unutursan Hatırla.

Masmavi gökyüzünün altında,

Sakuralar ters ışığı almışken

Arkadan geçen kuş sürüsünü gördüğüm an.

Ah!

Gördün mü?

Mükemmel!

Ve işte…

Bitti gitti o an!

--

--